Adalet Bakanlığı’nın, çözüm sürecinde daha önce İmralı heyetinde yer alan DEM Partisi eşbaşkanları Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Sırrı Sakık’ın yerine İmralı’ya izin verebileceği belirtiliyor.
Eşitlik ve Demokrasi için Halk Partisi (DEM Parti) Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, çarşamba günü Euronews Türkçe’ye verdiği röportajda, Adalet Bakanlığı’nın Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan ile görüşme izni aldığını söyledi. İmralı Lisesi Kapalı Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde bulunan, göreve hazır olduğunu söyledi olası bir delegasyonda.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim’de TBMM’nin açılışında DEM partisiyle el sıkışarak “barış mesajı” verirken, aynı zamanda “barış mesajı” da verdi. Grup toplantılarında PKK lideri Öcalan’a barış” mesajı verildi.Tecridi kaldırılmalı, Meclis’e gelmeli, örgütün lağvedildiğini haykırmalı ve umut hakkından yararlandırılmalıdır.“diye ifade etti kendini.
Bahçeli’nin şu açıklamaları ses getirecek; DEM partisinin Öcalan’la görüşme talebi uzun yıllardır kabul edilme ihtimali yüksek olarak tartışılıyor ve bu durumda toplantı heyetinde kimlerin yer alacağı tartışılıyor.
Euronews’in ulaştığı DEM partisi kaynakları, heyete yönelik herhangi bir “liste çalışması” yapılmadığını belirtti. Ancak parti yetkilileri, Adalet Bakanlığı’nın başvuru sahipleri dışında bir heyet talep etmesi halinde “o zaman konuyu inceleyip heyet listesi hazırlayacağız” dedi.
2013-2015 yılları arasında süren “çözüm süreci”nde aktif rol oynayan ve olası İmralı heyeti için kamuoyunda adı geçen isimlerden biri olan DEM Partisi Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, “Göreve hazırım” dedi.
“Birçok toplantıya katıldım. Habur’dan çözüm sürecine kadar pek çok süreçte zaten yer aldık. Varlık sebebimiz bu. Yani bu sorunun çözümü için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.”
“Bakanlık büyük ihtimalle eşbaşkanların ayrılmasını onaylayacak”
Olası bir “İmralı heyeti” için isminin anılmasına ilişkin Sakık, “Basından da haberlerimiz var. Ne oluyor, ne bitiyor, nasıl bir heyet gidecek… Bilgimiz yok.”
Bakanlıktan olumlu yanıt beklediğini belirten Sakık, şöyle konuştu: “Eş başkanlarımızın böyle bir talebi var. Ama Adalet Bakanlığı’nın nasıl onaylayacağını bilmiyorum ama büyük ihtimalle onaylayacaklarını umuyoruz. Eşbaşkanların ayrılışı dışında elimizde bir bilgi yok.”
BBC’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, Adalet Bakanlığı’nın, İmralı’nın yerine daha önce İmralı’nın heyetinde yer alan partinin üst düzey siyasetçileri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Sırrı Sakık’a İmralı’ya izin verebileceği belirtiliyor. DEM partisinin eşbaşkanları.
“Ancak asıl gitmesi gereken parti eşbaşkanlarıdır. Tabii partinin onayını aldıktan sonra bir görev ortaya çıkarsa memnuniyetle kabul ederim.”
Uzun yıllardır tartışılan “Kürt sorunu”nun çözümü için çaba sarf edildiğini belirten Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bizden istenilen her şeyi yapmaya hazırız, bu yüzden parlamentodayız. Onun için biz, arkadaşlarımız, seçmenlerimiz, halkımız bu konuda her türlü göreve hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. sorun .”
MHP lideri Bahçeli’nin 26 Kasım Salı günü yapılan parti grup toplantısında “DEM parti grubu ile İmralı’nın yüz yüze görüşmesi” çağrısının ardından DEM partisi eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İmralı’ya izin verilmesi çağrısında bulundu.
DEM Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan da perşembe günü yaptığı açıklamada, “İmralı’nın ziyaretine” ilişkin görüşme talebine Bakanlık’tan yanıt gelmediğini söyledi.
Görüşme için İmralı’ya gidecek heyette yer aldığı söylenen isimlere ilişkin Doğan, şunları söyledi: “Ne Pervin Buldan’a, ne Sırrı Sakık’a, ne de Sırrı Süreyya Önder’e toplantıyla ilgili bir onay iletilmedi. Talebimizin üzerinden günler geçmesine rağmen hala olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadık” dedi.
2013-2015 çözüm sürecinde neler yaşandı?
PKK ile devlet arasındaki çatışmaların sona erdirilmesine yönelik en somut girişimlerden biri olan “çözüm süreci” 2013-2015 yılları arasında gerçekleşti.
İmralı Adası’nda gözaltına alınan PKK elebaşı Öcalan’la bir dizi görüşme gerçekleştirildi.
Duruşma başlamadan önce dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın 2012 sonlarında İmralı Adası’na giderek Öcalan’la görüştüğü ortaya çıktı.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da İmralı ile görüşmelere geçileceğini duyurmuş, Aralık 2012’de TRT’de yayınlanan bir canlı yayında şöyle demişti: “Adayla hâlâ görüşmeler var. Çünkü sonuç almamız lazım. Görürsek görürüz.” Alla Bunun ışığında ilerlemeye devam edeceğiz.”
Çözüm sürecinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Kürt siyasetinin öncüsü olarak siyasi arenada yer almış ve bu dönemde BDP milletvekilleri İmralı’ya çok sayıda ziyarette bulunmuştu.
Çözüm sürecinin toplumda yer bulması amacıyla oluşturulan “Akil Adamlar Komitesi” kamuoyuyla iletişime geçerek süreci yayınlamaya çalıştı.
Heyet içerisinde siyasetçi, yazar ve akademisyenlerin yanı sıra sanat dünyasından temsilciler de yer aldı; Kadir İnanır, Yılmaz Erdoğan, Orhan Gencebay gibi isimler de hazır bulundu.
21 Mart 2013’te Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan’ın “silahları bırakın” çağrısına ilişkin yazdığı mektup okundu ve Öcalan, mektupta “silahlı unsurların sınırdan çekilme zamanının geldiğini” duyurdu. “
Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında tutuklanmasının ardından örgütün başındaki isim olan Murat Karayılan, 25 Nisan 2013’te PKK’nın 8 Mayıs’tan itibaren çekilmeye başlayacağını açıklamıştı.
Geri çekilme konusunda tartışmalı bir süreç yaşansa da Erdoğan, haziran ayı itibarıyla örgütün yalnızca yüzde 15’inin sınırdan çekildiğini belirtti.
Geri çekilmeye ilişkin tartışmalar yaz boyunca devam ederken, Kürdistan Topluluklar Birliği (Koma Civakên Kurdistanê – KCK) 9 Eylül 2013’te çekilmeye son verdiğini duyurdu.
Çözüm süreci için hazırlanan yasa tasarısıTerörizme son verme ve sosyal entegrasyonu güçlendirme kanunuTemmuz 2014’te yayımlanarak yasalaştı ve Ekim 2014’te yürürlüğe girdi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Ağustos 2014’te şöyle demişti: “Hükümet bize yol haritasını vermedi, basından öğreniyoruz. Keşke fikrimiz sorulsaydı. Hükümet meselenin silahsız çözüleceğini söyledi,” dedi. Annelerin ağlamamasını istiyoruz. Sınırların aşılması sürecinde gerekli cevabı vereceğiz.”
Abdullah Öcalan da hükümetten 15 Ekim 2014 tarihine kadar bu süreçte yeni adımlar atmasını istedi.
O dönemde Halkların Demokratik Partisi (HDP), Suriye’de IŞİD’in kuşattığı Kürt bölgesi Kobane için “Kobani düşerse devam eden çözüm sona erer” demişti.
2015 yılının başlarında hem içeride hem de dışarıda artan siyasi gerilimler, bölgede artan şiddet ve karşılıklı güvensizlik çözüm sürecinin sona yaklaştığının sinyalini veriyordu.
10 maddelik “Dolmabahçe Muhtırası”, silahlı çatışmaların sona erdirilmesi ve silahların bırakılması amacıyla başlatılan çözüm sürecine denk gelen 7 Haziran seçimleri öncesinde 28 Şubat 2015’te açıklandı.
Çözüm sürecinin resmileşmesi açısından çok önemli bir adım olan Dolmabahçe Muhtırası için İmralı’nın heyetinde dönemin HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken, dönemin Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Akdoğan yer aldı. Parti grubu Mahir Ünal, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Asayiş ve Güvenlik Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu Dolmabahçe Sarayı’nda buluştu.
HDP’li Sırrı Süreyya Önder tarafından okunan açıklamada, “çatışmasızlık” vurgusu yapılarak şöyle denildi: “Zaman zaman kesintilerle, kesintilerle yürütülen diyalog süreci ciddi ve sorumlu bir şekilde resmi aşamaya gelmiştir. “
Anlaşmanın açıklanmasından kısa bir süre sonra konuşan Erdoğan, “Elbette silah bırakma çağrısı bizim için çok önemli bir beklentiydi. Bu, demokratik açılım süreciyle başlayan bir çağrıdır. Projeyle başlayan bir çağrıdır.” Artık çözüm süreciyle devam eden ve tüm bunlara son verilmesini sabırsızlıkla beklediğimiz milli birlik ve kardeşliktir” dedi.
Haziran 2015’te yapılan genel seçimler sürecin gidişatını doğrudan etkileyen önemli bir dönüm noktası oldu. Barış sürecine verdiği destekle güçlü bir şekilde Meclis’e giren HDP, yüzde 13’lük oranla ilk kez barajı aşarak birçok pasifist kesimin yanı sıra Kürt seçmenden de oy aldı.
Bu sonuç AK Parti’nin 13 yıllık tekelci iktidarına son verdi ve koalisyon görüşmeleri başladı. Ancak siyasi gerginlikler arttıkça HDP’nin Meclis’e girmesiyle çözüm sürecine verilen destek zayıfladı.
Seçimlerden kısa bir süre sonra süreç nihayet Temmuz 2015’te IŞİD’in Suruç’a saldırısı ve ardından iki polis memurunun PKK tarafından öldürülmesiyle sona erdi.
Hükümet Dolmabahçe anlaşmasını reddettiğini ve çözüm sürecini sonlandırdığını duyurdu.
Çözüm süreci bozulurken Erdoğan, şunları söyledi: “Ben bu toplantıyı doğru bulmuyorum. Çünkü hükümetin başbakan yardımcısı ile şu anda parlamentoda olan bir grubun bu toplantıda yan yana fotoğraf çekmesini doğru bulmuyorum. Hangi Dolmabahçe anlaşması nereden geliyor böyle bir anlaşma?
Güneydoğu Anadolu’da hendek operasyonları ve şehir çatışmaları yaşandı.
Koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Kasım 2015’te yeniden yapılan seçimlerde AK Parti oylarını artırarak yeniden tek başına iktidar oldu.