Yiğitleriyle ünlü Kırkpınar'da bu yıl erken başlıyor

Geleneğe göre Cuma namazı sonrasında başlayan Kırkpınar güreşleri, son yıllarda katılan pehlivanların yoğunluğu nedeniyle cuma sabahı namaz beklenmeden yapılıyor. Bu yıl şampiyona modundaki değişiklik nedeniyle perşembe günü başlayacak.

Kırkpınar'da 663'üncü turu ön eleme müsabakalarıyla başlayacak olan güreş programı, 5 Temmuz Cuma günü küçük pehlivanların mücadelesiyle devam edecek.

Herkesin merak ettiği “koç cesurları”nın ana güreşçilerinin ilk raundu güreşleri 6 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşecek.

Çeşitli uzunluklarda güreşlerin final müsabakaları 7 Temmuz Pazar günü yapılacak, gelecek yılın Kırkpınar güreş ustası seçilecek ve kafa güreşi finali ile Türk başpehlivan belirlenecek.

Pehlivan seçiminin yapılacağı, çeşitli büyüklükte müsabakaların yapılacağı ve önde gelen Türk pehlivanının belirleneceği tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri yine renkli görüntülere sahne olacak.


Efsanenin doğuşu

Tarihi Kırkpınar Güreşleri'nin, Rumeli'yi fethetmek için giden 40 akıncıdan Ali ve Selim kardeşlerin saatlerce birbirleriyle savaşıp ölmeleri üzerine ortaya çıktığı sanılıyor.

Kazandığı belli olmayan bir güreş maçında hayatını kaybeden iki akıncının anısına 663 yıl süren tarihi mücadelenin “olmazsa olmazları”, bazıları değişse de Kırkpınar'ı efsaneleştirmeye devam ediyor. yüzyıllardır süregelen gelenekleriyle geleceğe taşınıyor.

“Yağlama” ritüeliyle diğer güreşlerden ayrılan branş, Türk halkının dünya sporuna hediyesi olarak sunuluyor.

Pehlivanların da yağlarla güreştiği güreşte, kispet dışında vücutta yer bırakmaması nedeniyle en iyi olmak için diğer güreş branşlarına göre çok daha fazla emek harcamak gerekiyor.

Güreş tarihçilerinden Ali Gümüş, Rumeli'de ilk güreş müsabakalarında meydanın sivrisinek istilasına uğraması nedeniyle yağın güreşle buluştuğu tezini desteklemektedir.

Rumeli'deki mücadelede zeytinyağı uygulanan vücuda sivrisineklerin gelmemesi üzerine başlayan yağlama, bir süre sonra branşın adını ve kurallarını da etkiledi.


petrolle mücadele oyunları

Ayakta ve yerde yapılan mücadelelerde “elense”, “orak”, “kaz kanadı”, “ayakta bağlama”, “budama”, “tırıs”, “direk”, “kepçe”, “kemane” oyunları yer alıyor. , “kol-kol”, “kriket”, “kinde”, “boyunduruk”, “kurt tuzağı”, “yanal”, “sarma” olarak sıralanırlar.

Yağlı dövüş kurallarına göre rakibi sırt üstü taşıyın, rakibi kucaklayın ve ayakları yerden kesilerek en az üç adım taşıyın, rakibi teslim edin, kispetini rakibin ayağından çıkarın veya kispetini yırtın. uçtan uca zafer demektir.

Kavgada hakeme, seyirciye veya rakibe söz veya işaretlerle hakaret etmek, rakiple tartışmak, kavgayı sulandırmak, maçları şike yapmak, kavga kurallarına uymamak ve hakeme uymamak da cezayı gerektirir.


Kırkpınar'a özgü terimler

Kırkpınar'a özgü bazı terimlerin anlamları şöyledir:


Usta: Ağaç, geçmişe kıyasla artık sadece bir sembol olsa da Kırkpınar'ın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Güreş müsabakaları düzenleyen, misafirleri ağırlayan, ödüller dağıtan Ağanın pek çok görevi Edirne Belediyesi ve Türkiye Geleneksel Güreş Federasyonu tarafından yürütülüyor.


Başpehlivan: Kırkpınar'daki kafa mücadelesinde rakibini mağlup eden pehlivan, Türk başpehlivan unvanını alır. Bu unvanı üst üste üç kez alan başpehlivan, altın kemerin daimi sahibi olur.


Kispet: Pehlivanların manda ve dana derisinden yapılan kıyafetlerine verilen isimdir. Kispetin bele dolanacak kalın bir ipi vardır ve bacak kısmı ip ile bağlanır. Kötü bağlanmış bir bacak, rakip güreşçinin parmaklarını bacağa sokması ve ona vurması gerektiği anlamına gelir. Kispetler zembil adı verilen hasır torbalarda taşınmaktadır.


Uvertür: Dövüşçünün rakibiyle dövüşmeden önce yaptığı egzersizler dizisidir. Kendine has bir ritüeli olan peşrev, pehlivanı izleyen seyirciyi heyecanlandırıyor ve pehlivanların moralini yükseltiyor. Hakem heyeti önünde toplanan pehlivanlar, cazcının takdimi ile peşreve başlıyor. Üç ileri ve üç geri hareketten sonra sol dizinizle yere diz çökün. Öncelikle sağ elinizle yere, dizinize, dudaklarınıza ve alnınıza vuruyorsunuz. Bu, çayıra gidiş-dönüş yolculuğunu sağlar. Bu sırada rakibin bacakları hissedilir, sırtı okşar, boynu bağlanır ve elleri tutulur.


Yağ: Güreşte her iki güreşçi de müsabakadan önce yağlanır. Yağla kaplı gövde kolay kavranamaz. Pehlivanlar omuzlarına, göğüslerine, kollarına ve kispetlerine yağ sürerler.


Tetiklemek: “Salavatçı” olarak da adlandırılan cazcı, hakem heyeti tarafından eşleştirilen pehlivanların isimlerini ve geldikleri şehirleri uygun ayetlerle okuyor ve pehlivanları dua ile mücadeleye davet ediyor.


Davul ve zurna: Güreşin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Çaldıkları melodilerle dövüşçüleri ve seyirciyi heyecanlandırırken, bazen de tekmeleriyle dövüşçülere dövüşün temposunun yavaşladığını iletiyor.

Kırmızı fonlu mum: Kırkpınar'ın davetinin sembolüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir